Rus Askeri Seferberliği ve Göç:
SAVAŞIN TÜRKİYE’YE ETKİLERİ
“Önce yüzlerce, sonra binlerce, daha sonra ise on ve yüz binlerce Rus, dünyanın dört bir yanına dağılmıştı. Bizlerden çoğumuz için Dante ve Ovidius’un kaderlerini yaşamak Konstantinopolis’te (İstanbul) başlar.” Yazar ZinaidaŞahovskaya
Rusya-Ukrayna savaşı sonrası başta Türkiye’den Antalya ve İstanbul olmak üzere dünyanın birçok yerine Rus ve Ukraynalı insanların göçü başladı. Özellikle Putin’in seferberlik ilanı açıklamasından sonra artan göç sayılarını incelemeden önce, göç kavramını ve tarihte daha önce yaşanan Türkiye’ye Rus göçünü incelememiz gerekir.
Uluslararası Göç ve Türkiye
Küreselleşme, günümüzde dünya çapındaki en önemli sosyo-mekansal dönüşüm ve değişim süreçlerinden biridir. Bu sürecin öne çıkan özellikleri; sermaye, para, mal, kültürel değerler, insanlar ve fikirler gibi farklı unsurların sınırlar arası dolaşımı ve ulus aşırı ağların yaygınlaşmasıdır. Her geçen gün daha fazla ülkeyi dolaylı veya doğrudan etkisi altına alan küreselleşme süreci bu bağlamda, göç alan ve göç veren ülkelerin sayısını ve hareket hacmini artırmaktadır.
Uluslararası göç karmaşık bir olgudur. Yeni göç alan ve veren ülkeler göç sahnesinde önemli bir hale gelmiştir. Bu sürece eklenen ülkelerden biri de Türkiye olmuştur. Uluslararası hareketlilikteki artış, SSCB’nin çöküşü ve Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle daha fazla belirgin hale gelmiştir. Şöyle ki, İkinci Dünya Savaşı sonrası döneme kadar göç veren bir ülke olan Türkiye, 1980’lerin başından beri uluslararası göç akışındaki konumunu değiştirmiştir. Bu değişimin ana aktörü de SSCB’nin dağılması ve SSCB’nin eski üyeleri ile Türkiye’nin çok yönlü ilişkileri olmuştur. Bunun sonucunda Türkiye’yi tanıma ve buraya yerleşme deneyimleri yaşanmıştır.
Küreselleşmenin önemli sonuçlarından birinin göç olduğunu anlıyoruz, bununla beraber en önemli araçlarından biri de yine temelde insan hareketliliğine dayanan turizm faaliyetleridir. Son zamanlarda göç ile turizmdeki gelişmeler, küreselleşmenin uluslararası turist ve göçmen sayılarının artışında izlenebilen en önemli belirtilerden biri sayılmakta ve bu iki kavramın birbirine bağlı olduğunu düşündürmektedir. Göç alan ülkeler; sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan etkilenmektedirler. Aynı zamanda göç ve turizme bağlı olarak birçok sektörde hareketlenmeler yaşanmaktadır. Bu sektörlere; gayrimenkul, ulaşım, seyahat, yemek ve birçok turizm sektörü örnek verilebilir. Bunun sonucunda da başta Antalya olmak üzere, İstanbul gibi turizm potansiyeli yüksek şehirlere göç yaşandığını görebiliyoruz. Peki, bu göçün etkileri neler?
Rusya’dan Türkiye’ye Göçün Tarihi
“Isıtan güneş yükseldi. Sis perdesi aralandı. Sol tarafta ardı sıra sis gibi mavimsi İstanbul hatları belirdi. Boşlukta duran minareler, Ayasofya’nın kubbeleri, onun eşi Süleymaniye, piramit biçimli kavaklar, Bizans’ın kare şeklindeki kuleleri…”Alexey Tolstoy
Türkiye, ilk kez Ruslar için bir merkez olmuyor. Yüzyıl önce de Ruslar İstanbul’a geldiler. İstanbul onlar için de bilindik bir merkezdi. Keza Antalya da Ruslar’a hiç yabancı değildi. Yani yaşanılan durum çok özel değil, yolu önceden biliyorlardı diyebiliriz.
Birinci Dünya Savaşı’nın sonuçlarından biri olarak, 1918 yılında yaşanan Rus İç Savaşı sonrası, “Beyaz göçmenler” olarak da anılan binlerce Beyaz Rus, Türkiye’ye göç etmiştir. Bu göç sırasında başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi’nin çeşitli yerlerine yerleşmişlerdir. Daha sonra küreselleşmenin artması ve Sovyetler’in yıkılmasının ardından yine birçok Rus vatandaşın tercihi Türkiye olmuştur. Sıcak deniz ve turizm potansiyeli, yönü Antalya’ya çevirmiş ve daha çok tercih edilen şehir Antalya olmuştur. Geçtiğimiz yıllarda da tatil için Akdeniz tercih edilmiş ve turizmde en büyük gelir Rus vatandaşlardan sağlanmıştır. Yakın zamanda patlak veren Rusya-Ukrayna savaşının ardından da muhalif Rus vatandaşlar ve savaştan kaçan Ukraynalı vatandaşların tercihi yine büyük çoğunlukla Türkiye olmuştur. Son olarak Putin’in kısmı seferberlik ilanı ve savaşın büyüyeceği düşüncesi yine göç sayılarını artırmıştır. Antalya ve İstanbul başta olmak üzere, Türkiye’nin yanı sıra Gürcistan, Finlandiya, Azerbaycan gibi ülkeler göç almaya başlamıştır. Avrupa’nın sırt çevirdiği Rus vatandaşlar, tarihten ve tatilden alışkın olduğu Türkiye’yi fazlasıyla tercih etmektedir. Peki, bu tercihin sonuçları neler olabilir?
Rusya – Ukrayna savaşının neticesinde yaşanan ilk göç dalgasında göç edenlerin sayısının 500 bini aştığı düşünülüyor. Putin’in kısmi seferberlik ilanından sonra yaşanan ikinci göç dalgasında ise kesin bir data bulunmamakla beraber, göç edenlerin sayısının 500 bine ulaştığı varsayılıyor. Ki bu sayı her geçen gün artmaya devam edecek gibi gözüküyor. Bu bağlamda Ruslar’ın gelmeyi en çok tercihi ettiği ülke Türkiye olarak karşımıza çıkıyor ve yaklaşık 300 bin göçmen geldiği tahmin ediliyor.
Rusya-Ukrayna Savaşı Sonrası Yaşanan Göçlerin Etkileri
Rusya’dan Türkiye’ye gerçekleşen göçlerde, Rus vatandaşların kentlere uyum sağlamak amacıyla geliştirdikleri stratejiler, hem sosyal yapıyı hem de mekanı yeniden şekillendirebilmektedir. Örneğin sıklıkla ikamet edilen ve çalışma izni olmadan Antalya’ya yerleşen Rus vatandaşların; sosyal, mekânsal ve ekonomik yapıya etkileri, bir düzensiz göçmen profilinin çok ötesindedir. Yazıda bahsedildiği gibi Rus vatandaşlara alışkın olan iki şehrimizde henüz sosyolojik bir etki üzerine açıklama yapmak için erken olabilir.
Rusya’dan Türkiye’ye göçü sadece tarihsel alışkanlığa indirgemek de hata olacaktır. Rus vatandaşların başta Antalya olmak üzere İstanbul ve İzmir gibi şehirleri seçmelerinin nedeni, iyi yaşam ve iyi fırsatlar olarak karşımıza çıkıyor. Yani alışkanlığın yanı sıra ekonomik nedenler, sosyal etkenler ve coğrafi nedenler de yer alıyor. En çok tercih ettikleri Antalya üzerinden açıklamak gerekirse; daha düşük ücretlere daha iyi yaşam sürebildikleri düşüncesiyle konut ve iş sahibi olma adımları atmaları ekonomik etkenler arasındadır. Yerli halkın Rus vatandaşlarına alışkın olması, birçok esnafın ve vatandaşın Rusça bilmesi, tatile geldikten sonra oraya yerleşen Rus vatandaşların bulunması da Antalya’nın tercih edilmesinde sosyal etkenler arasında yerini alıyor. Coğrafi etki olarak da Antalya’yı anlatmamıza gerek yok sanıyorum.
Ancak yaşanan ekonomik fırsat eşitsizliği ve gelenler nedeniyle artan fiyatlar, yerli halk tarafından artık pek hoş karşılanmıyor. Uzun vadede bir sorun yaratacak mı veya ne gibi sorunlar olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Rusya’ya sırtını çeviren Batı’nın bu duruma bir müdahalede bulunup bulunmayacağı da olası sorular arasında. Halkın homurdanmasına sebep olan ve somut bir şekilde inceleyebileceğimiz ekonomik etkilere göz atalım.
Ekonomik Etkiler
Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesinin ardından Türkiye’ye yapılan göçün etkilerini en çok konut piyasasında görmüştük. Putin’in kısmi seferberlik açıklamasının ardından da ilk bir haftada konut talebi %40 artış gösterdi ve her geçen gün Rusların Türk Gayrimenkul piyasasına ilgisi de artarak devam etti. Sıcak gelişmelerin ardından özellikle Antalya’ya akın eden Rus ve Ukraynalı vatandaşların şehirdeki konut piyasasını astronomik rakamlara ulaştırdığı görülmektedir. Kentlere yapılan yoğun göç özellikle ev sahiplerinin iştahlarını kabarttı diyebiliriz. Satılık ve kiralık binaların fiyatları hızla artmaya devam ediyor ve yerel halkın bu durumdan yakınmasına sebebiyet veriyor.
En basit evlerin bile tek haneli fiyatlardan çift haneli fiyatlara hızla yükseldiği gözlemlenmektedir. Konut fiyat artışı Türkiye genelinde %174 iken, İstanbul’da %200 ve Antalya ve Batı Akdeniz’de bu oran %215’lere ulaşmış durumda. Bu da Antalya’yı fiyat artış konusunda Türkiye lideri yapıyor. Bu durum Türkiye’de yaşanan ekonomik sorunların yanında, gelen göçlerin etkilerinden dolayı kaynaklanıyor.
– Rus Askeri Seferberliği ve Göç –
Konut piyasalarının dışında yemek ve ulaşım fiyatları da göçten nasibini aldı. Rusya’dan İstanbul’a ve Antalya’ya yapılan uçuşlarda, bilet fiyatları akıl almaz seviyelere ulaştı. Tüm uçuşların dolması ve zor da olsa bulunan biletlerin ateş pahası olduğu göze çarptı. Kalan koltukların satın alınması için on kat fazla ödemek zorunda kalanlar da oldu, bilet almaya gücü yetmeyip arabalarla gelenler de görüldü. Bunun yanı özellikle tatil kesimlerinde olmak üzere şehir içi ulaşım fiyatları da bu hareketlenmeden etkilendi. Yine başta tatil yerleri olmak üzere yemek fiyatları da dikkate değer bir biçimde yükseldi. Bu fırsat fiyat yükseklikleri, yerli halkın bu durumdan yakınmasına neden oluyor. Ancak bu fiyat eşitsizliklerini göç eden halka yöneltmek yanlış olacaktır.
Bunların yanı sıra, birçok dil kursu açıldı ve hepsi tamamen dolmuş durumda. Okullarda, kurslarda, otellerde, konutlarda ve yaşam alanlarının birçok yerinde Rus ve Ukraynalı vatandaşlar yer alıyor. Şehirlerde Rusça tabelalar büyük oranda artış gösterdi. Birçok alanda Rus firmalar ve Rus ortaklar dikkat çekti. Piyasaları büyük oranda hareketlendiren Rus vatandaşlar, ülkeye döviz bıraktı. Ancak hareketlenen piyasa ve getirdikleri döviz, yerel piyasalarla ters orantılı bir artış gösterdi.
– Rus Askeri Seferberliği ve Göç –
Bu gelişmelerin analizini ilerleyen günlerde daha detaylı yapmak mümkün olacaktır. Tırmanan fahiş fiyatlar nereye kadar yükselecek, gelen göçmen sayısına Putin, Batı veya Türkiye müdahale edecek mi, savaş ne kadar sürecek ve nasıl son bulacak, Putin’in enerji tehdidi veya olası Türkiye harici enerji kesintisi, Batı’dan Türkiye’ye göç de yaşatacak mı, yerli halk ve göçmenler arasında adaptasyon sorunları yaşanacak mı?
Bu soruların hepsini ve daha fazlasını, yaşanan gelişmelerle beraber göreceğiz. Savaşın en kısa sürede, en az can ve mal kaybıyla, herkesin bir nebze de olsa içine sineceği şekilde son bulmasını temenni ederiz.
– Rus Askeri Seferberliği ve Göç –