Özellikle İstanbul’da yaşayanların hafta sonları ya da tatil dönemlerinde ufak kaçamaklar yapmak için vazgeçilmez olan ilçesi Sapanca adeta bu şehrin arka bahçesi gibidir. Hem İstanbul’dan hem başka şehirlerden ziyaretçiler Sapanca’ya piknik ve kahvaltı yapmaya gelirler.
Sapanca Gölü’ne karşı çayınızı yudumlayıp pikniğinizi yapmanın keyfi çok ayrı olsa da Sapanca’da yapılabilecekler tabi ki sadece kahvaltı ve piknik değildir. Sapanca bundan çok daha fazlasına sahip, çok daha büyük bir ilçedir. Ancak bu gibi doğa ile iç içe aktiviteler için Sapanca adeta biçilmiş kaftandır. Bu yönde özellikle Sapanca Maşrukiye bölgesi ciddi anlamda dikkat çekmektedir.
Sapanca’da Gezilecek Yerler
Sapanca’da doğanın içinde ufak bir kaçamak yapmak için bir diğer bölge, önceki paragrafta da bahsettiğimiz gibi Sapanca Gölü’dür. Sapanca Gölü’nü neredeyse tamamen çevreleyen yürüyüş, koşu ve bisiklet yolları bu alanı oldukça kullanışlı ve keyifli bir mekan haline getirir. Özellikle kafa dinlemek istiyorsanız Ekim ayı, ya da Nisan ayı gibi çok kalabalık olmayan aylarda gitmenin keyfi çok ama çok ayrı olacaktır.
Sapanca’nın bir diğer doğa harikası ise masalsı görüntüsü ile Kırkpınar’dır. Uzun zamandır kampçıların ve diğer ziyaretçilerin odak noktası olan Kırkpınar hepimizin bildiği gibi güreş turnuvalarına da ev sahipliği yapar.
Ve Kartepe… Özellikle İstanbul’un yerlileri için hafta sonları, hatta günübirlik kayak yapma imkanı sağlayan bu bölge şehir dışından da çok yoğun ziyaret almaktadır. Günübirlik değil de uzun bir kayak tatili yapmak istiyor iseniz Kartepe bu şartlar için de çok uygun bir bölge olacaktır. Bunun için zirvedeki otellerden birinde konaklayabilir, ya da acentelerin düzenlediği tur etkinliklerine katılabilirsiniz.
Sapanca ilçesi tüm bunların yanında bünyesinde ziyaretçilerin en az doğası kadar ilgisini çeken birkaç tarihi eser de barındırmakta. Bunlara örnek vermek gerekirse Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamlarından biri olan Rüstem Paşa adına Mimar Sinan tarafından inşa edilen Rüstem Paşa Camii ve bir diğer padişah Abdülmecit’in dördüncü eşi tarafından yaptırılan Rahime Sultan Camii bunların en başında geleceklerdir.
İstanbul’un arka bahçesi olan Sapanca, Osmanlı eserlerinin yanında Justinianus Köprüsü gibi farklı mimaride Bizans dönemi kalıntılarına da ev sahipliği yapar. 430 metre uzunluğa sahip, tam 12 kemerli geniş ve büyük bir köprü olan Justinianus Köprüsü Roma döneminden kalma bir eserdir ve Sakarya Nehri üzerinde bulunan Çark Deresi’nin üzerinden geçecek şekilde inşa edilmiştir.
Geçmişi hakkında çok fazla kesin bilgi bulunmayan ve Kemer Mezarlığı’nın girişinde yer alan Vecihi Kapısı’da Sapanca’nın görülmeye değer gizemli eserleri arasında bulunur. Kapının zamanında Mimar Sinan tarafından inşa edildiği ve daha da eskiden İpek Yolu üzerinde yol aldığı sıklıkla rivayet edilir ancak kesin olarak böyle bir tarihi bilgi yoktur.
Sapanca ilçesi genel anlamda içeriğimizde saydığımız eserler ve mekanları kapsayan, özellikle İstanbul yerlileri için daima bir kaçamak seçeneği sunan, imkanlar ve seçenekler anlamında zengin bir ilçedir.