Apartman Kültürünün Evrimi

Yaşam şartlarımız doğal sonucu, yaşam tarzımızın doğal etkeni olan barınma ihtiyacımızı karşılama biçimimiz yani günümüz tabiriyle ‘konutlarımız’ Türkiye’de 19. Yüzyılın sonlarına doğru değişiklik göstermeye başlamıştır. 19. Yüzyılda yeni bir devlet biçimi ile yüzünü batıya dönen ülkemizde, barınma şeklinin evrilmesinin nedeni olarak öncelikle dünyanın gelişen ve değişen yapısı, sonra da komşu Avrupa’dan etkilenilmesi gösterilebilir. 1. Dünya Savaşı sonrası yıkımı toplamak amacıyla büyük şehirlere insan yığmak zorunda olan ve sanayi devriminde nihai ilerleme için çok fazla iş kolunu yaratmak zorunda olan Avrupa devletleri, ilk olarak işçiler ile memurların topluca kalacağı konutlar inşa etmeye başlamıştır. ABD’de 1937 kabullü konut kanununun gereği olarak eyaletler düşük gelirli ailelere kredi imkanı vererek süreci başlatmıştır. 2. Dünya savaşı henüz başlamamışken İtalya ve Almanya’da toplu konutlar yapıldığı gözlemlenmiştir. Tüm bu nüfus yığılması ve ekonomik dalgalanmalar ‘kiralık ev’ taleplerini arttırmış, bu yüzden de 2. Dünya savaşı beraberinde toplu konutları yani “apartmanları” getirmiştir. 

Anadolu halkı Osmanlı Devleti politikalarının mirası olarak tarımsal üretime dayalı bir ekonomi modeli içerisinde istihdam olmuş haldeydi. Çağın ilerlemesi, Cumhuriyet’in kurulması ve tarımsal teknolojik imkânların ülkeye girmesi dolayısıyla tarımın yapısı değişmiş, ayak uyduramayan veya makineleşmenin ‘insansızlaşma’ getirisi bağlamında kendine yer bulamayan kimi kır halkı sakini kentlere göç etmeye başlamıştır. 1950’lere gelindiğinde süratle kentleşen halk için, komşuluk olgusunun anlamı yeniden üretilerek kendi iç kültürünü oluşturmaya başlamaktaydı. Türkiye’deki değişimin Avrupa’dakinden farkı ise sanayileşme hızı idi. Türkiye’de sanayileşme Avrupa’ya kıyasla yavaş geliştiğinden düzenli kentleşme, şehir planlaması gibi olgular yapılamıyordu. Oluşan fabrika çerçevesinde göç eden insanlara konut hazırlıkları yapabilen Avrupa’yla, tarımdan vazgeçip büyük şehirlere ihtimal uğruna gelinen ülkemizdeki süreç benzer yönler taşısa da en büyük ve temel fark şudur ki: gecekondulaşma. İstanbul başta olmak üzere tüm büyük şehirlerde gecekondu mahalleleri bulunan ülkemizde, son zamanlarda geliştirilen ‘kentsel dönüşüm’ projeleriyle bu durumun değiştirilmesi hedeflenmektedir.

1900lü yılların başından beri ülkemizde evrilme süreci içinde olan toplu yaşama kültürü, yalnızca bizleri yatay mimariden dikey mimariye geçiş olarak değil, kültür açısından da değişime uğratmıştır. Anadolu’da, büyük şehirde bir apartman dairesi sahibi olmak bir prestij göstergesi olarak algılanmaya başlanmış, köy-şehir tezatlığı giderek artmış, bunun üzerinden sosyokültürel değişimler baş göstermiştir. Şimdiki toplum için gayet doğal ve hatta aksi durumu ender görülecek kadar artmış ‘apartmanda yaşama’ kültürü o dönemler için insanların hayallerini süsleyen bir statü göstergesiydi.

Her ihtiyacımıza yanıt verme şeklimiz çağın gerekliliği ve ilerleyen teknoloji çerçevesinde ilerlediği için ortak yaşam kültürümüzün köy hanelerinde apartman sitelerine evrilmesi gayet doğadır. Tıpkı bu gelişim gibi kalabalık apartmanların, nüfusu haddinden fazla büyüyen şehirlerin, eskiden bir ilçe sayılabilecek sayıda sakini olan mahallelerin varlığı bizlere gösteriyor ki, bu barınma tarzı da insanların daha özel alanı olan, daha izole olabileceği bir forma doğru evrilecek. Apartmanların kültürünün oluşma sürecine benzeyen bu ihtiyaç doğumu yeni yaşanacak yerlerimizin yapısını oluşturacaktır. Daha önce bir statü göstergesi olan apartman yaşamı artık insanların gayet rahatsız olduğu bir hal aldı, statü göstergesi olma bayrağını rezidanslara, villalara devretti. Bu bağlamda baktığımızda insanların konutların ortaklaşması, aynı çatı altında yaşama kültürü ve komşuluk hukuku gibi sonradan ürettikleri olguların raddesi belirli bir insan sayısı ve kurulan ilişkilerin samimiyetine dayanıyor. Bugün artık net olarak görülüyor ki, şehir hayatının sıkışıklığı içine, salt ‘barınma’ ihtiyacını karşılayan, diğer sosyal imkanlar hakkında hiçbir tasarrufu olmayan modellerle konutlar yapmanın, insanlarda herhangi bir karşılığı yok.

Tartışmaya Katıl

Compare listings

Karşılaştırmak