Turizm sektörü, oldukça fazla çeşitliliğe sahip zengin bir sektördür. Turizm sektörü birçok alanı kapsadığı gibi merak uyandıran ve ilgi çekici aktiviteler bakımından da birçok istihdam alanına sahiptir. İnsanlar eski dönemlerde sadece temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik tatiller veya seyahatler yaparken, günümüzde çeşitli ve farklı amaçlar ile farklı türden seyahatler yapmaktadır. Geçmişe olan merak, keşfetme duygusu, kültürel zenginlikleri tanıma isteği gibi durumlar turizm sektörüne yeni bakış açıları kazandırmaktadır. Turistlerin istekleri ve merakları doğrultusunda yeni turizm alanları ortaya çıkmakta ve alternatif turizm başlığı gelişmektedir. Alternatif turizm, geleneksel tatil anlayışını değiştirmiş ve yeni bir yön vermiştir. Ve son yıllarda oldukça popüler olan hüzün turizmi başka adlarıyla karanlık turizm, keder turizmi veya tanaturizm, alternatif turizme örnektir.
Hüzün Turizmi Nedir?
Karanlık turizm, insanlık tarihinin en karanlık olaylarından bazılarının ortaya çıktığı yerleri ziyaret etmeyi ifade eder. Bu, soykırım, suikast, hapis, etnik temizlik, savaş, ölüm veya doğal afetleri içeren trajedilerdir. Bu turistik yerler korku veya doğaüstü unsurlarla değil tarih ve kültürle oluşmaktadır.
Her yıl, dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca turist, dünyadaki en mutsuz yerlerden bazılarına gidiyor. Auschwitz’den Çernobil’e, Çanakkale’den, Kennedy suikastının gerçekleştiği yere ve New York’taki 9/11 Anıtı’na kadar, ziyaretçiler tarihin en kötü kısımlarını tatillerinin bir parçası haline getiriyorlar.
Karanlık turizm eylemi biraz tartışmalıdır, bazıları bunu bir saygı eylemi ve diğerleri etik olmayan bir uygulama olarak görür.
Hüzün Turizmi Neden Tercih Ediliyor?
Soru şu ki, hüzün turizmi neden bu kadar popüler? Neden ölüm ve trajedi yerlerini ziyaret etmek tercih ediliyor? İnsanları üzüntüye çeken sebep nedir?
Birçokları için, bu tamamen bir trajedi yerinde kendini duygusal olarak özümseyebilme olasılığıdır. İnsanların kendilerini, geçmiş tarih ve kültüre dahil etmeleri önemlidir. Hüzün turizmi sitelerini ziyaret ederek, tarih üzerine düşünmek için kendilerine zaman ayırabilmektedirler.
Savaşların yapıldığı yerler ve kalıntıları, trajik suçların olay yerleri, büyük felaketlerin bulunduğu yerler ve onların izleri insanlara ilgi çekici geliyor. Ve insanlar hüzün turizmi bölgelerini ziyarete giderek bir nevi katarsis/arınma yaşayabilmektedir.
Hüzün turizminin eğitim turizmi ile de yakın bağları vardır. Özellikle en hüzünlü / daha hüzünlü turizm durumlarında. Birçok insan için bu, hüzünlü bir turist olmak için baskın bir motivasyon olmasa da, ana motivasyonudur. Hüzün turizmi mutlu bir boş zaman deneyimi olmasa da, birçok insan onunla birlikte gelen eğitim yönünden zevk alır. Örneğin insanlar Berlin ve Polonya’ya yaptığı seyahatler sırasında ünlü mezarlıkları ziyaret etmekten ve 2. Dünya Savaşı hakkında daha fazla şey öğrenmekten zevk alabilmektedirler.
Hüzün turizmi sitelerinin ziyaretçileri geniş bir sosyo-demografik gruptandır. Motivasyonlar eğitim amaçlarından, geçmiş olayları anlama arzusundan, ortamı hissetme merakından kaynaklanır. Diğer motivasyonlar ise farklı veya yeni bir şey deneyimleme arzusundan kaynaklanır.
Hüzün Turizmi Etik Mi?
Peki, ölüm ve trajedi alanlarını ziyaret etmek gerçekten etik mi? Ya da kaybedilen her şey için üzüntü duymaya devam edenleri fotoğraflamak? Ya da üzüntü dolu bir ortamda selfie çekmek? Birçok insan gerçekten de hüzün turizmine katılmanın etiğini sorguluyor. Bazı etik problemlerine örnek verecek olursak:
• Üzüntü anlarında insanları fotoğraflamak
• Zorluk yaşayanların etrafında gülmek ve eğlenmek
• İnsanlara müze sergileriymiş gibi davranmak
• Uygunsuz açıklamalarda bulunmak
• Saygısız kıyafetler giymek
• Uygunsuz dil kullanmak
• Kişisel kazanç için afet turizmine bağlılık (örneğin, kişisel memnuniyet, CV’yi geliştirmek vb.)
• Başkalarının zorluklarından para kazanmak
• İlgisiz konular hakkında yüksek sesle konuşmak
• Genel saygısızlık belirtileri göstermek
Sonuç olarak, hüzün turizminin son zamanlarda yaygın hale gelmesine rağmen, tanımlanması ve bilinirliği konusunda sorunlar vardır. Yapılacak hüzün turizmi ziyaretlerinin çevresel, siyasal ve sosyo-kültürel etkileri tartışmaları doğurmaktadır. Hüzün turizmi yapılacak alanlarda öncelikle trajediden etkilenen halkın hassasiyetleri ve bölgede yaşayanlar dikkate alınmalı ve gözetilmelidir.